Prenses Kaguya Masalı ve Bağlı Olduğu Monogatari
Popüler Japon animasyon film evi Studio Ghibli geniş bir film yelpazesine sahip. Yapımlarının çoğu en yüksek hasılat yapan ve en çok beğenilen animasyon filmleri arasında üst sıralarda yer almakta.
Tüm dünyada tanınan Studio Ghibli, büyü ve fantezi unsurlarıyla oynayarak, izleyicileri her zaman başka bir evrene yolculuğa çıkaran filmler yarattı.
Studio Ghibli yolculuğuna henüz başlamamış olanlar için film sayısı biraz fazla görünebilir. Ancak filmlerin çoğu izlemeye değerdir. Studio Ghibli'nin büyüsünü tanımak için görülmesi gereken birçok filmden biri de Prenses Kaguya Masalı'dır.
Filmin arkasındaki hikaye ise Japon folklorunun unsurlarını içeren bir kurgusal düzyazı anlatısı, Bambu Kesicinin Öyküsü'dür.
Bambu Kesicinin Öyküsü
Taketori no Okina adlı bir bambu kesicisi parlayan bir bambu içinde parmak büyüklüğünde bir bebek bulur. Çocukları olmamış olan yaşlı adam ve eşi, bebeği kendi kızları gibi büyütmeye karar verir.
Adam daha sonra ne zaman bir bambu kesse içinde altın bulur ve aile kısa zamanda zenginleşir. Sadece 3 ay içinde bir bebekten yetişkin, güzel bir kıza dönüşen prensese Nayotake no Kaguya-hime adı verilir. Kızın adı genç bambunun parlayan prensesi anlamına gelmektedir.
Yaşlı adam ne kadar Kaguya'yı yabancılardan uzak tutmaya çalışsa da güzelliğinin söylentisi her tarafa yayılır ve onu tanımak onunla evlenmek isteyen bir sürü erkek, yaşlı adamı ikna etmeye çalışır.
Talipliler arasında yer alan dönemin 5 soylusu yaşlı adamı kızının aralarından birini seçmesi gerektiğine ikna ederler. Evliliğe ilgisi olmayan Kaguya, talipleri için 5 imkansız görev tasarlar.
Soylular görevleri yerine getiremeyeceklerini bildikleri için hile yapmaya kalkışırlar.
Bir tanesi Buda'nın kutsal ışıkla parlayan kasesini bulamayacağını anlayarak prensese sahte bir taş kase getirir ama Kaguya onun kutsallıktan uzak olduğunu söyler. İkinci soylu kişi efsanevi Horai adasını keşfedemediği için orada bulması beklenen mücevher dolu gerçek bir dalı o dönemdeki zanaatkarlara yaptırmaya çalışır ama o da prensesi kandıramaz. Üçüncüsü Çin Ateş Faresi derisinden bir kaftana ulaşmaya çalışırken bir tüccar tarafından kandırılır. Prenses bu kaftan gerçekse yanmaz der ve ateşle sınar ama kaftan kül olur. Dördüncü soylu ejderhanın boynundan renkli bir mücevher alma görevini tamamlamak için denize açılır ama fırtınadan dolayı bir ejderha bulamaz ve vazgeçer. Beşincisi kırlangıçtan doğan bir deniz kabuğu bulma umudundayken yüksek bir yerden düşer.
Daha sonra Japonya İmparatoru ziyaretine gelir ama Kaguya onu zorlu bir görevle sınamaz sadece reddeder. Reddederken onun ülkesinden olmadığını ve onunla saraya gelemeyeceğini bildirir. Yine de imparatorla temas halinde kalır ve üç yıl boyunca mektuplaşırlar.
Sonraları Kaguya-hime ne zaman dolunayı görse hüzünlenir ve yaşlar gözlerine dolmaya başlar. Onun bu halinden endişelenen yaşlı adam ve eşi onu ne kadar anlatmaya zorlasa da bir şey öğrenemezler.
Neden böyle üzüldüğünü çok sonra kendisi anlatmaya karar verir. Dünyadaki ailesine kendisinin Ay'dan geldiğini ve oraya, Ay halkına, geri dönmesi gerektiğini açıklar. Bulunan altınlar onun dünyadaki bakımı için Ay halkından bir maaştır sadece. Kendisinin bir takım suçları yüzünden buraya gönderildiğini açıklar ama daha fazla bilgi vermez.
Ay'a dönüş günü yaklaşınca imparatora ve ailesine mektuplar yazan prenses üzgün olduğunu ve dünyadaki birçok arkadaşını sevdiğini ama gitmesi gerektiğini, bunun bir zorunluluk olduğunu belirtir. Yaşlı adam ve eşine hatıra olarak kendi cübbesini bırakır. İmparatora da yazdığı mektuba iliştirdiği ölümsüzlük iksirini gönderir.
İmparator onu koruması için ordusunu gönderse de kimse buna engel olamaz ve dünyadan ayrılarak ait olduğu yere götürülür.
Ay halkı kuş tüyü cübbesini prensese giydirdiğinde dünya halkına karşı tüm üzüntüsünü ve şefkatini unutur.
Ölümsüzlük iksirini yakarak yok etmek isteyen imparator cennete en yakın dağı soruşturur ve Suruga'daki Büyük Dağ olduğunu öğrenir.
Adamlarına emir vererek mektubu ve ölümsüzlük iksirini dağın zirvesine götürüp yakmalarını emreder çünkü imparator, prensesi görmeden sonsuza dek yaşamayı istememektedir.
Günümüzde bu dağ Fuji dağıdır ve o zamanlardan günümüze kadar pek çok kez aktif bir volkanik yanardağ olmuştur.
Bu monogatarinin kim tarafından yazıldığı belli değildir ve 9. ya da 10. yüzyıla ait olduğu düşünülmektedir. Prenses Kaguya Masalı için oldukça güzel bir arka plan olmuştur.
Monogatari: Geleneksel Japon edebiyatında kurgusal düzyazı anlatısıdır.
Prenses Kaguya Masalı
İngilizce adıyla The Tale of the Princess Kaguya. Prenses Kaguya Masalı, The Tale of the Bamboo Cutter'a (Bambu Kesicinin Öyküsü) dayanan bir fantastik drama filmidir.
Animasyon tarzı normal Studio Ghibli yapımlarından oldukça farklı olsa da diğer filmlerde olduğu gibi seyirciye açık mesajlar içermektedir.
Isao Takahata tarafından yazılıp yönetilen film, Takahata'nın uzun bir aradan sonra kalemi eline tekrar alması bakımından da önem taşıyor.
Film bir bambu kesicisi tarafından bambu filizinde bulunan oldukça güzel ve bir elden daha küçük olan Kaguya'nın hikayesini anlatıyor. İlk sahnelerde bir elden daha küçük olmasına rağmen yetişkin bir insana benzeyen Kaguya daha sonra normal bir bebek görünümünde dünya hayatına başlıyor ve diğer her çocuktan çok daha hızlı büyüyor.
Bambu kesicisini babası, eşini de annesi biliyor.
Prensesi bulduğu yere tekrar giden bambu kesicisi, orada çokça altın ve birbirinden güzel elbiseler de buluyor. Tüm bunları yanlış yorumlaması üzerine de yaşadıkları kırsal diyebileceğimiz bölgeyi terk ederek şehre taşınma kararı alıyor.
Tabii bu göç prensesin hoşuna gitmiyor ve aslında film bu hoşnutsuzluğu sonlara doğru çok güzel açıklıyor.
Şehre taşındıktan sonra Kaguya'yı gerçek bir prenses olarak yetiştirmek isteyen bambu kesicisi bambuların içinde bulduğu altınları kullanıyor. Kaguya'nın eğitimi için deneyimli birini işe alıyor ve sonunda bir isim günü ziyafeti düzenliyor.
Gel gelelim hızla büyüyen prenses soylular hatta imparator tarafından bile merak edilir oluyor ve onunla evlenmek için beş soylu, bambu kesicisinin şehre taşındıktan sonra bulduğu konağın kapısına dayanıyor. Hepsi sırayla Kaguya ile neden evlenmek istediklerini anlatıyor, onu dünyada olmayan beş farklı hazine ile kıyaslıyorlar ve prensesin onlar için çok daha değerli bir hazine olduğunu vurguluyorlar ama Kaguya evlenmek istemiyor ve kesinlikle onlardan daha zeki.
Soyluların hepsini dinleyen Kaguya eğer onlar için gerçekten değerli ise bahsini ettikleri hazineleri ona getirmesini isteyerek evlilik tekliflerinden bir süreliğine kurtuluyor.
İlerleyen sahnelerde bu soyluları uydurma hediyeleriyle yeniden izliyoruz.
Öyle bir an geliyor ki Kaguya kim olduğunu ve neden dünyaya gönderildiğini hatırlıyor. Duygusal olarak yoğun geçen bu sahnelerde artık çok geç olduğunu ve dünya hayatının biteceğini, ait olduğu yere -Ay'a- geri götürüleceğini açıklamak zorunda kalıyor. Bambu kesicisi babası onun için bir koruma planı hazırlasa da başarılı olamıyor.
Prenses Kaguya Masalı, izleyenlerine yaşamdan oldukça şaşırtıcı bir kesit sunmakta da çok başarılı yapımlardan biri ve Isao Takahata'nın geri dönüşü tam anlamıyla ışıltılı saçıyor. Takahata aynı zamanda Studio Ghibli'nin kurucularından ve başarılı yazar ve yönetmen stüdyo kurulduktan sonra birçok filme imza atmış, 5 Nisan 2018'de 79 yaşında aramızdan ayrılmıştır.
Studio Ghibli bu destansı masalın (The Tale of the Bamboo Cutter) içerdiği Kaguya karakterinin ismini aldığı günü de çok güzel işlemiş.
Bunu yarıya kadar izlemiştim. Vermek istenilen mesaj güzel olsa da çizimlerden mi ne pek sarmadı beni. Kızı güzel göstermek için diğer herkesi çirkin çizmişler.
YanıtlaSilÇok güzel anlatmışsınız, benim de sevdiğim bir animeydi, elinize sağlık:)
YanıtlaSilGhibli animasyonlarını keşfettiğimde bırakamamıştım. Bir dönem üst üste stüdyo tarafından üretilen birçok filmi izleyivermiştim. Prenses Kaguya'nın da naif bir hikayesi vardı. Sonu da rüya gibiydi, güzeldi. Monogatari tanımını bilmiyordum, ayrıca animasyonlara kaynaklık eden hikayeyi öğrenmek ilgimi çekti. Gelecek Ghibli yazılarında kaynak hikaye bölümlerini gözüm arayacak. Çok teşekkürler. :)
YanıtlaSilBu sefer tamam mı? Kurguhane son durak mı? :)
YanıtlaSilevet hocam sonunda :D
Silkaguya ve totoro, en sevdiğim iki animasyon .)
YanıtlaSilİnsan duygularını, tepkilerini, yaklaşımlarını insandan daha içten ve gerçekçi anlatımıyla her daim dikkatimi çekmiştir animeler. İzlediğim animeler de var, çok güzeller. Emeğine ve ellerine sağlık :)
YanıtlaSilPrenses Kaguya'yı seyretmedim, vakit bulunca seyredeceğim, merak ettim:) Emeğine sağlık:)
YanıtlaSil