Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku

1995’te yayınlanan, İlhami Algör'ün yazdığı ve konusu kurgu Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku kitabı 2014 yılında filme uyarlanmıştır.

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, Türk filmi, film incelemeleri

Romantik dram türünde olan filmin başrollerini Sezin Akbaşoğulları (Müzeyyen) ve Erdal Beşikçioğlu paylaşmaktadır. Film başlarda duygusuz ve yazdığı kitabın çıkması için uğraşan, geceleri dj’lik yapan Arif’in (Erdal Beşikçioğlu) üzerinden ilerler. Yalnız ve sürekli terk edilen Arif, kitabını yayınevine götürdüğünde ise kitaptaki karakterlerin çok fazla duygu eksikliği olduğu yüzüne çarpılır. 

Evi olmayan ve otelde kalan Arif, hayatı günlük olarak yaşamaya baksa da işler her zamanki gibi günlük hayatı olarak ilerlemez. Kıraathanede otururken karşı kaldırımda kitap okuyup saçlarıyla oynayan kadın dikkatini çeker. Kadın masadan kalkar ve Arif de onu takip eder. Burada bir kesinti olur.

Kitabını yazan Arif kadının yüzünü hatırlamaz. Düğüne gidip kadını görene kadar izleyici onun o kadın olduğunu hala anlamaz. Aslında izleyici burada Arif'in yalnız kalmak istemediğini ve gerçek aşkı beklediğini düşünür. O gece kadınla sohbeti saran Arif, adının Müzeyyen olduğunu öğrendiği kadını evine bırakır. Kadın, kapıyı kapattığı sırada tekrar kapıyı açar ve adama numarasını neden almadığını sorar. Orada aslında Arif için olayların başlangıcı diyebileceğimiz bir an yaşanır ve Müzeyyen ile Arif'in hikayesi yazılır.

Müzeyyen, Arif'e göre mükemmel bir kadın olmanın yanı sıra onun her detayını öğrenmeye çalışır. Arif, Müzeyyen'in evinde kalmaya başlar. Daha sonralarda kadın hakkında bilgi öğrenmeye başlayan adam, içten içe Müzeyyen'i kıskanmaya başlar. Tuvalette dolabında duran tıraş köpüğünü bile kıskanan Arif, dolaptaki fotoğrafları görünce de kadını uzaklaştırmamak için susar. Arif, Müzeyyen'i o kadar çok sever ki büyükannesi öldüğünde bile cenaze evine gider ve kalabalıkta onu izler. Müzeyyen, Arif’in fotoğrafta gördüğü adamın gelip de kadına sarıldığını görünce kıskançlık duygusu yeniden meydana çıkar.

Sezin Akbaşoğulları, Erdal Beşikçioğlu, romantik dram, romantik film

Müzeyyen, çok belirsiz ve anı yaşayan bir kadın olsa da aslında içindeki bazı duyguları bitiremediği için Arif'e çok kötü bir duyguyu yaşatır. Onu terk eder. İzleyicinin de gördüğü gibi Arif içinde bir şeyler yaşar ve ilerleyen dakikalarda normal yaşamına geçtiği görülür.

Adam, kadının evli olduğunu öğrenir ve eski kocasıyla aynı ortamda bile bulunur. Filmin sonlarına doğru Arif Berke'nin kitabı basılır, artık resmi olarak bir yazardır. İş yerinde çalışan ve önceden beri Arif'e hayranlık besleyen kadınla beraber olan arif filmin sonlarında görülür. Tatil için gittiği balkondan Müzeyyen'i gören adam, peşinden gider. Müzeyyen oldukça dingin bir şekilde ona çay uzatır.

Müzeyyen, filmin sonunda da izleyiciyi şaşırtır çünkü bu yüzsüzlüğüne karşı bir anlam yüklemek oldukça zordur. Arif'ten istediği şans ve sunduğu açıklamayla açıkçası hiç de tatmin olmasak da Müzeyyen'in başından beri Arif'e karşı mesafeli olduğunu görebiliriz. Arif, aşık olmak için yanlış kadını seçti diye düşünürsek basit bir yola kaçmış oluruz.

Arif aşkın tadını ve daha önceden yapmadığı bir şeyi deneyimlediği için hayatındaki düz çizgiyi en üst yere çıkardı. Müzeyyen'i öptüğündeyse aslında orada çok içten ve samimi olarak yapılan vedalaşmayı görürüz çünkü herkes öperek vedalaşmayı hak etmez. Film genel olarak duygusal ve her olayda çok fazla düşündürücüydü. Her bir olay düşünülmeyi gerektirdiği gibi herkese aşık olmamayı da net bir şekilde gösteriyordu.
Esra Pamuk

İletişim Fakültesi öğrencisi. Güzelliklere inanan ve Dünya'nın güzelleşmesini umut eden biri.

3 Yorumlar

  1. Önce kitabını okumak istediğimden beklettiğim bir film. Aynı zamanda Erdal Beşikçioğlu faktörü nedeniyle merak ettiğim bir filmdi.

    YanıtlaSil
  2. beğeniyle izlemiştim, yorumunuz için teşekkürler...

    YanıtlaSil
  3. Filmin konusunu beğendim. İlk fırsatta izleyeyim.

    YanıtlaSil