Engelleri Aşan Film: Sadece Sen
Yönetmenliğini Hakan Yonat'ın üstlendiği 2014'te vizyona giren Sadece Sen, 2011 yapımı Güney Kore dram filmi Always'ten uyarlanmıştır.
İzleyiciye duyguları hissettiren filmin başrollerinde Belçim Bilgin ve İbrahim Çelikkol, Hazal ve Ali karakterlerini canlandırmıştır. İkilinin engelleri aşan aşkı, izleyiciye gerçek aşkın olduğunu aktarmaya çalışmıştır.
Görme engelli Hazal, şans eseri bir akşam önceden boksör Ali ile tanışır. Onu bir başkasına benzetse de geri dönmek üzereyken bir anda yağmur başlar. Ali onu beklediği park yerinin kulübesine çağırır. O akşam bir dizi izleyen ikili daha sonraki günlerde de birlikte dizi izleme bahanesiyle buluşmaya devam ederler.
İzleyici, oyuncuların performansıyla Ali'nin soğuk tavırlarını ve Hazal'ın sıcaklığını film boyunca hisseder. Hazal, ne kadar iyi ve dürüst biri olsa da iş yerindeki arkadaşları engeli yüzünden onunla vakit geçirmek istemez. Hazal bir akşam ayağını incittiğinde Ali ona yardım ettiği için Ali'yi bir konsere davet eder. Birlikte gittikleri konser sonrası Hazal'ın Ali'yi tanımak için sorduğu sorular sonucu aralarında tartışma çıkar. Ali'ye kırılan Hazal, eve girerken Ali'nin özür dilemesini görmezden gelir.
Çağrı merkezinde çalışan Hazal, patronu tarafından rahatsız edilir. Patronu Hazal'a asılır ve temasta bulunmaya başlar.
Bir akşam Hazal'ın evine giren patronu Kenan, kadına bağırıp şiddet uygularken kapıyı kıran Ali olaya müdahale eder ve Kenan'ı öldüresiye döver. Hazal, Ali'ye kendini düşürdüğü durumdan dolayı darılır. İzleyici belki burada Hazal'ı anlamamış olabilir çünkü ben de kadının bu davranışını pek anlamlandıramadım. Ali, cebinden çıkardığı önceden kırılmış olan melek biblosunu sehpanın üzerine koyar ve evden çıkar. Evden çıkmadan önce Hazal'a işten çıkmasını ve ona bakabileceğini söyler. Hazal'ın ertesi gün Ali'nin yanına gitmesiyle macera başlar.
Ali ve Hazal mutlu zamanlar geçirmeye başlar. Şimal adında yavru bir köpekleri de vardır. Ali, boksörlüğü bıraktığı zaman kaba tabirle kendini pis işlere bulaştırır ve birinin istemeden de olsa canına kasteder. Bir gün hastaneden gelen telefonla Ali hızlıca hastaneye gider. Ayağı incinen Hazal'ın bir ay içerisinde ameliyat olursa görebileceğini fakat ameliyatın çok pahalı olduğunu öğrenir. Parayı tamamlamak için tekrar boksa başlayan Ali, çalıştığı sırada Hazal'ın kaza yapmasına sebep olduğunu öğrenir. Ali gibi izleyiciyi de kaplayan bu suçluluk duygusu, ameliyatla beraber az da olsa azalır.
Ali boks maçını kazanır fakat işler istediği gibi ilerlemez. Bıçaklanır ve Hazal'ın yanına gidemez. İzleyici adamın ölüp ölmediğini anlamasa, o sahneden sonra ölme ihtimalinin daha fazla olduğunu düşünür. Ta ki hastanede birbirlerini görene dek. Hazal, Ali'yi tanımaz. Burada aslında Ali'ye verdiği sözü tutamaz.
İzleyiciyi duygulandırmayı başaran film, engellere rağmen güzel bir aşkın yaşanabileceğini insanlara aşılamak istemiştir. Her insan kusurlarıyla sevilir, en kusursuzunu arasak bile ilişkide mutlaka bir pürüzle karşılaşırız. Önemli olan kusurları olduğu gibi kabul etmek değil mi zaten? Yargılamadan, değiştirmek için uğraşmadan (ki bir insan yedisinde neyse yetmişinde de odur misali) ve yarı yolda bırakmadan.
Hazal'ın Ali'yi geç de olsa bulması da yaşanacak olan her aşk asla yarım kalmaz ve mutlaka yaşanır mesajı olarak görülebilir. Sevgi, insanın bir uzvu olmasa da insanı ya hayattan koparır ya da hayata bağlar. Sadece Sen'in anlattıkları bunlarla sınırlı değil, izleyiciyi duygulandıran bu filmi henüz izlemediyseniz her dakikasının sizi beklediğini söyleyebilirim.
Filmi izlemiş ve beğenmiştim, özellikle Belçim Bilgin'in oyunculuğunu çok severim:)))
YanıtlaSil