Bench Cinema: Tiyatro İçinde Bir Film ve Klasik Sinemaya Övgü

İranlı yönetmen ve senarist Mohammad Rahmanian’ın henüz ikinci filmi olan “Bench Cinema” bizlere tiyatro içerisinde bir film hikâyesi sunuyor.

Daha önce sinemaya uyarlanan tiyatro oyunlarını izlemiş olsak bile bu kez yönetmen, “Bench Cinema” filminin hikâyesiyle eşsiz bir deneyim yaşatmayı kafasına koymuş ve tiyatro oyunu tadında bir hikâyeyi ortaya çıkarmıştır. Filmin en çarpıcı yanı, sinemanın olanaklarını kullanarak teatral yönünün ortaya çıkarılmış olması. 2016 yılında vizyona giren film, bizlere sinema salonunda bir gösteri izlediğimizi sürekli hatırlatıyor.

Bench Cinema, film eleştirisi, sinema eleştirisi, inceleme

Film, popüler ve kalıcı filmlerdeki sahneleri seyircinin önünde bir sahne şovu şeklinde sunuyor. Hayatında Amerikan filmi dahi görmeyen insanlara film izleme yanılsaması ve hayali yaratan film kahramanı Nasi Nimkat ve küçük grubu sahnede harikalar yaratıyor. Ancak en çarpıcı olan şey şüphesiz Nasi’nin 1958 yılında En İyi Film, En İyi Uyarlama Senaryo ve En İyi Yönetmen Oscar’ını kazanan “12 Kızgın Adam” filminin en çarpıcı sahnesini tek başına oynaması.
 
Nasi’nin Tiyatro Dükkânı
 
Filmin kahramanı Nasi, yasadışı videokaset kiralayan bir sinema âşığıdır. Tutuklanıp hapse girdiğinde klasik filmlerden oluşan, harika bir koleksiyonun bulunduğu bir adres veren seslendirme sanatçısı ile tanışır. 
Nasi, bu harika koleksiyonun bulunduğu evde aylarını filmleri izleyerek geçirir ve tüm replikleri ezberler. Daha sonra filmleri bir bankta tek kişilik bir gösteri olarak oynamak için yer arar. Bulduğu yer bir çay ocağıdır. Yavaş yavaş bir sokak kemancısı, bir görsel sanatçı ve eski bir aktrisle “Bench Cinema” adında bir tiyatro grubu kurar. Gösteri yapacak bir yer bulduklarında ise bir çete reisinin sansürüyle karşılaşırlar.

Bench Cinema, sinema eleştirisi, film incelemesi

Film izlemek için bir çocuğun çay ocağının buğulanmış camına ellerini değdirdiği sahneyle başlayan filmde, sanatıyla bizi sinema tarihi ve tüm popüler dünyalar arasında görkemli bir yolculuğa çıkaran bir adamla tanışıyoruz ve unutulmaz filmleri tekrar hatırlamamıza vesile oluyor. Nasi Nimkat, tüm hayatını kendisine ve bize, hayattan daha gerçek görünen filmlere adamış âdeta. Yönetmen Mohammad Rahmanian sinema izleyicisinin dünya ile tutkulu ilişkisini anlamak, yaşam ve sinema arasında nasıl bir sonsuz bağ olduğunu bize göstermek istemiş. Unutulmaz filmlerin, sahnelerin nostaljik bir şekilde hatırlatılması doğrultusunda aktif ve anlamlı bir film olarak değerlendirebiliriz.
 
Nasi’nin Bankı
 
Rahmanian, sinema rekonstrüksiyonlarının tüm sahnelerinde, tiyatroda seyircinin sahne ile ilişkisi kuralına göre kameranın farklı açılarını ve hareketlerini göz ardı ederek bakış açısını seyircinin bakış açısıyla sınırlandırır ve daima seyircinin bakış açısıyla gösterir. Kameranın sahnedeki oyunculara yakın veya uzak olması Nasi Nimkat ve grubunun performansını izleyen seyircilerden biriymişiz gibi hissettirmiyor. Dolayısıyla film, tiyatro olduğu kadar sinemayı da konu alan bir eser olduğunu, sinema ve tiyatro arasında derin ve ebedi bir bağ kurduğunu ve sinemanın tiyatro aracılığıyla yaratılış, gelişim ve evrim sürecini gösterdiğini anlatmaya çalışıyor. Sinema ve tiyatronun birbirini güçlendirmede ve tamamlamada ne kadar önemli ve etkili bir rol ve işleve sahip olabileceğini bizlere gösteriyor. Bu açıdan bakıldığında film her şeyden önce övgüyü hak ediyor.

Bench Cinema

Film elbette çarpıcı sahnelerle dolu. Bunlardan bir tanesi Nasi’nin işe başlamadan önce ihtiyacı olan bankı seçme sahnesi. Okul sıralarından oluşan bir tepeden Nasi kendisine uygun, sağlam bir okul sırası seçer. “Peki, bu kadar okul sırasının bu çöplükte ne işi var?” sorusu insanın aklına gelmiyor değil. Bir başka sahne ise tepeleme yığılmış videokasetlerinin yakılması ve aynı anda Nasi’nin cezasının yüzüne okunması. “Bench Cinema” sinemaya bir saygı duruşunun yanında yasaklara yapılan bir eleştiri özelliği de taşıyor içinde. Son olarak Nasi, sinemaya kendisini öyle kaptırmıştır ki uzun süre film veya video izlemeyince yıllardır sevgilisini görmemiş bir âşık gibi olur.

Yazan: Barış Tutunan

Ben istiyorum ki; Film, siz sinema salonunu terk ettikten sonra başlasın. Jacques Tati

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Başarılı bir yapıma benziyor.Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Film çok ilgi çekici görünüyor, merak ettim. Güzel bir içerik olmuş.

    YanıtlaSil